QTM

İngilizce'de "acronym" ve "abbreviation" olmak üzere iki çeşit kısaltma anlamına gelen sözcük bulunmakta. "Abbreviation" denen bizim Türkçe'de kullandığımız kısaltma, örneğin "bakınız":"bkz" gibi. "Acronym" olanı ise daha çok kısa isim gibi görülebilir. Birkaç sözcükten oluşan ismi, sözcüklerin ilk harfi ile yeni bir kelime oluşturmaya "acronym" deniyor. Örneğin "Posta-Telefon-Telgraf": "PTT" gibi.
QTM de aynı bunun gibi bir "acronym". Şu an daha çok Fenerbahçe taraftarları arasında ünlü bu söz. Ama zaman ilerledikçe birçok kişi kullanacaktır diye tahmin ediyorum. QTM, "Quality Turkish media" sözü için bir kısaltma. Bunu Türkiye'de, Fenerbahçe'de, oynarken Pierre van Hooijdonk söylüyor. Pek tabii ironi içeriyor bu sözler. Çok başarılı bir tespit. Kimsenin önemsemediği, önemsiyor gibi görünse de çok dokunduramadığı şeyler çünkü. Ülkede medya muhteşem kullanılıyor. Büyük bir adam manipülasyon yapmaya çalışsa doğrudan medya patronlarına gidiyor. Ülkeyi güdümünüze almak istiyorsanız bunu medyadaki adamlarınız üzerinden yapıyorsunuz. Birine çamur atılacaksa yüreklice söylenmiyor, medyada birkaç maşa elde edilip bu adamların üzerinden çamur atılıyor. Bir spor kulubünü yok etmek istiyorsanız, polis aracılığıyla gizli(!) belgeleri medyadaki adamlarınıza servis ettiriyorsunuz.
Neyse ki aklı başında çeşitli kişiler bu konuda beyin yetmezliği çekmiyorlar ve bunu anlayıp paylaşabiliyorlar. İşin daha kötü yanı böyle durumların anlaşılamayacağı yayınlarda. Yaklaşık 30 yıldır ülkenin belalısı olan bir terör örgütü var, o terör örgütü sürekli bıçağı kemiğe dayandırıyor. Ve bir şekilde de karşılık veriliyor. Sonra unutuluyor. Sonra bir daha bıçak kemiğe dayanıyor. Bunu başlık olarak haber yapmak Türk medyasının başarısızlığını gösterir. Sözcü isimli gazeteyi pek sevmem, Vakit gazetesinin orijinden simetriği gibi görürüm. Ama son attıkları başlık takdire şayandı. Diğerleri ise ne kadar kaliteli olduğunu gösterdi ve "Erdoğan sert çıktı! Bıçak kemiğe dayandı." veya "Ramazan'ın bitişi beklenmeyecek, bıçak kemiğe dayandı" gibi sapır saçma şeyler yazdılar yine.

Zamanında pek çok duayenin ölmesi (ne ölmesi, ecelleriyle öldüler sanki, öldürülmesi), ölmeyenlerin sürekli bir yerlerden uzaklaştırılması sanırım güzel medyamızı çok ama çok kalitelileştirmiş.