Ağustos 08, 2010

Ben

"Ben" Türkçe'de birinci tekil şahıs olarak kullanılıyor. Bir kişinin kendinden bahsederken kullandığı zamir. Ayrıca vücutta genelde doğuştan beridir var olan (veya olmayan o kadar da bilmiyorum, benimkiler uzun yıllardır var) büyüdüğünde cilt kanserine yol açabilecek bir leke çeşidi.
Bununla beraber Amerikalıların bol bol kullandığı bir isim. Big Ben var bir de, saat kulesi (ya da Ben Wallace'ın takma ismisi).
Felsefesi falan da var bu işin. Benlik özbenlik zart zurt.

Gün itibariyle İstanbul'a gelmiş bulunuyorum. Gelirken de zorca bir yolculuk geçirdim. Arkamda bir hanımefendi ve iki huysuz çocuğu vardı. Çocukların zeka seviyesini sorgulamak pek tabii bana düşmez ancak üzülerek belirtmeliyim ki şimdiye kadar ki deneyimlerim çocukların gerçek anlamda sorunlu olduğu. Birincisi söyleneni anlamıyorlar. Örneğin çocuğa su ver diyor annesi. Çocuk meyve suyunu uzatıyor. Anne oğlum su versene diyor. Bu sefer de arkada göremediğim krakerimsi bir şeyi anneye uzatıyor. Anne çıldırıyor. Diğer çocuk ağlamaya başlıyor. Ben, sevgili ben, sabrımı imtihan ediyorum. Bir diğer olay, çocukların anlamsız soruları. Büyük olanı 7-8 yaşlarında, (nereden biliyorsun dümbelek sorusuna cevap: çocuk okuma biliyor) annesine sürekli soru soruyor. Anne şehir ne demek? Anne İsmail kim? (İsmail'in Yeri isimli bir tesiste durdu otobüs, orası) Anne Bolu ne demek diye bile sordu. Sinirlendim pek tabii. Yazık kadına dedim. Ama pasif tavrımı korudum. Otobüs yolculuklarında yavşamayı ve yavşayanı sevmem. Sonra dedim ben böyle saçmalıyor muydum? Cevap maalesef hayır, en azından hatırladığım ve bana hatırlatılan geçmişte. Hiç de şirin saçmalatmalarım yoktu. Zaten oldukça az konuşurdum. Bağırmak falan da yapmazdım. Genel itibariyle kaba kuvvetle işlerimi hallettiğim bir 3-10 yaş dönemi geçirdim. Ama en son ben aklıma geldi.
Yaş 3 veya 4. Anaokulunda bir çocuk kollarımdaki bir sürü benle dalga geçti. Biraz hırpalamış olmalıyım ki, hakkımda şikayet geldi ve annemi anaokuluna çağırmışlar. Ben de annemle gayet saçma bir diyalog yaşadım. Sol kolumdaki en büyük beni göstererek, anne bu ne dedim. Annem oğlum o ben dedi. Sen mi!? diye sordum. Hayır oğlum o başka ben dedi. Ben iyice şaşırdım. Anne sen benim kolumda ne arıyorsun dedim. Annem gülmeye başladı, yok oğlum ona ben deniliyor, o öyle ben (kendini göstererek) değil, vücudunda çıkan ben dedi. Ben anlamadım o an. Oldukça da uzun sürdü bu olayı anlamam. Böylece anneme benim hakkımda anlatacak bir adet hikaye çıkmış oldu çocukluk yıllarımdan kalan.
Bahsi geçen ben hala en dikkat çeken benim. Kendisi yıllar içinde iyice karardı. İlerleyen yıllar da cilt kanserine yakalanmama neden olabilir. Şöyle ölünecek yaşlara gelmeden temizinden bir kontrol etmem gerek o benlerimi.

1 yorum:

  1. Elinde beni olan biri olarak senelerce "Kaybolursan beninden tanıyacağız seni, kih kih kih..." cümlesini duydum. Acını paylaşıyorum.

    YanıtlaSil